Tükendi
Stok AlarmıMihenk Taşı’nın ne olduğunu anlamak için bir sonraki sayfayı çevirmişti ama istediğine ulaşamamıştı. Sayfa yoktu. Sonraki sayfalar da yırtılıp alınmış gibiydi. Yüzünü hayret kaplarken.
İhtiyar Bilge’ye bakıp:
-Sayfalar, gitmiş. Alametleri anlatan diğer sayfalar nerede?
-Heyecanına bakılırsa yapman gerekeni anlamış gibisin evlat.
-Alametleri bulmamı istiyorsun.
-Evet, evlat.
-Peki ya eksik sayfalar? Neredeler? Kayıplar mı?
Başını hayır anlamında sallayan İhtiyar Bilge:
-Seni eski bir dost ile tanıştırma zamanı geldi.
Emanetlerin onda. Bunca zamandır bekçilik eder.
-Kim? Kim bu eski dostun İhtiyar?
-Bazıları ona Gök Börü der. Bozkurt demektir aslında.
Yüce dağları mesken edinmiştir kendine.
-Kurt mu? Yoksa Akça Kuyruk gibi konuşan bir yaratık mıdır?
-Gidince yanına kendin görürsün. Ama önce seninle başka bir yeri ziyaret edeceğiz, demişti
İhtiyar Bilge kapıya yönelirken.