Atsız; Türkçü yaşadı, Türkçü öldü. Bu kısa ifade aslında onun bütün ömrü! Bir şiirinde der ya: Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş! Anılmakla hangi gönül olmaz ki sarhoş! Biz de öylece Bu kitapla anmaya ve anlatmaya çalıştık. İyi ki yaşamış! İyi ki Türkçü olmuş! Ruhu şad olsun! Atsız’ın dediği gibi “Biz Türkçüler (tabiî gerçek ve samimî Türkçülerden söz ediyorum) kanaatlerimizi apaçık söylediğimiz için bazılarına sevimsiz görünüyoruz. Biz siyaset yapmıyoruz. Çünkü bizim davamız bugünün sandalye davası değildir. Bizim davamız yüzyıllara bakan bir davadır. Bütün Türklerin davasıdır. Biz boş hayâller ardında değiliz. Geçmişte gerçek olan şeylerin yeniden gerçek olmasını özlüyoruz. Hastalıklardan korunmuş, ahlâkı yükselmiş, sanayii ilerlemiş bir Türkiye istiyoruz. Sınır dışındaki ırkdaşlarımızı kurtarmak yollarını arıyoruz. Onları kurtarırken Türkiye’yi batırmak gayretlisi değiliz. Bize bu budalaca isnadı yapanlar, kendilerinkinden üstün akıl bulunmadığını sanan zavallılardır.” (1973)