Tükendi
Stok AlarmıBu öykünün yurdundan uzak kalmanın acılarını duymuş ve içinden yurduna tümüyle bağlı bir insanın eseri olduğu kolayca anlaşılır.
Gırnata`nın ve Elhamra`nın, Kurtuba Camii`nden başka bir şey olmayan ve kiliseye çevrilen bu mabedin görünümlerini kendi gözlerimle yerinde görerek betimledim. Bu betimler, "Paris-Kudüs Yolculuğu" adlı eserimdeki şu satırlara bir ek gibidir:
"Cadix`ten Kurtuba`ya gittim. Bugün, bu kentin kilisesi olan camiyi hayranlıkla seyrettim. Şairlerin mutluluk ülkesi saydıkları eski "Bètique"yi dolaştım. Andujar`a kadar çıktım ve aynı yoldan Gırnata`ya döndüm.
Elhamra bana, Yunanistan`ın tapınaklarından sonra bile seyredilmeye değer göründü. Gırnata vadisi pek şirindir ve Sparta vadisine çok benzer. Magriplilerin böyle bir ülkeyi yitirdiklerine yanmaları kolayca anlaşılır."
("Paris-Kudüs Yolculuğu", VII. ve sonuncu bölüm.)
Bu öyküde sık sık Zegrinlerle İbni Siraclar arasındaki serüvenden söz edilir. Bu serüven öyle iyi bilinir ki , bu konuda burada bilgi vermeyi gereksiz buldum. Aslında, öyküde de konunun anlaşılması için yeterince ayrıntı vardır.