Arthur Koestler`in, Orta Avrupa Yahudilerinin ırk olarak 8. yüzyılın ortalarına doğru Yahudilik dinine geçen Hazaryalılara dayandığını ve Hitler`in gerçekte Yahudi soykırımı değil, farkına varmadan Türk soykırımı yaptığını ileri süren incelemesi, son otuz yılın en fırtınalı tezlerinden birisidir. Bu incelemeyi Türk Edebiyatına ilk kez böylesine kapsamlı bir şekilde yansıtan Cahit Ülkü, burdan yola çıkarak, Hazar Devleti`ni canlandırmak isteyen bir avuç Musevi Türk`ün Osmanlı Sarayı`na dek uzanan çarpıcı öyküsünü zengin bir dille gündeme getiriyor.
Bu konuda daha önce öne sürülmüş kanıtlara yenilerini ekleyen yazara göre, bu roman olmaksızın Osmanlı tarihine ilişkin karanlıkta kalmış birçok sorunun yanıtlanması da olanaksız. Ayrıca, "Osmanlı Hanedanı 20. yüzyılda mı, yoksa 16. yüzyılda mı sukut etti?", "Hürrem Sultan`ın gizli aşkı kimdi?", "Zamanın tarihçileri Selim 2`nin babasına hiç benzemediğini neden vurgulayıp durdular?", "En yakın dostunu, oğullarını ve torunlarını gözünü kırpmadan ölüme gönderen Kanuni`yi Hürrem`in etkisinde bırakan gerçek nedenler nelerdi?" gibi şimdiye dek yanıtlanmamış soruların yanıtları da bu kitapta. Kısacası, Şamanizmden Yahudiliğin kökenlerine, Kanuni`nin dramatik aşkından Osmanlı İmparatorluğu`na kimliğini veren felsefeye dek geniş bir alanı kapsayan gündem belirleyici ve bir solukta okunabilecek sürükleyicilikte bir romanla karşı karşıyasınız...