On iki yaşındaki Sone, annesi ve küçük kız kardeşiyle birlikte ülkenin bir ucuna, dedesinin yanına taşınmıştır. Dedesinin bir zamanlar görkemli elma bahçesi yerle bir edilmiş, geriye sadece
yadigâr bir ağaç kalmıştır.
Sone dedesiyle son elma ağacının gün geçtikçe yaşlandığını düşünmek istemez, tek isteği her şeyin yoluna girmesidir.
Zeke ise evde eğitim alarak geçirdiği yıllardan sonra yaşıtlarıyla arkadaşlık kurmakta zorlanmaktadır. Çevre aktivisti babasından ve onun koyduğu kurallardan da utanmaktadır.
Sone ve Zeke sözlü tarih ödevi için Sone’nin dedesiyle röportaj yapmaya başlayınca unutulup geçmişe gömülen tüm hatırlar yeniden canlanır. Bu yüzleşme herkes için öğretici olacaktır.