Tükendi
Stok AlarmıDersaâdet`te yaptırdığı cami ve külliye bünyesinde bir de medrese inşâ ettiren Sultan II. Beyazıt, şeyhülislâmlık görevinde bulunan kişilerin burada ders vermesini şart koşmuştur. Zamanla şehrin en önemli eğitim kurumlarından biri haline gelen medresede meşhur isimler hocalık yapmıştır. Bu bağlamda medresenin ilk müderrisi, dönemin şeyhülislâmı Zenbilli Ali Cemâlî Efendi olmuştur. Fakat şeyhülislâmların idarî faaliyetlerinin artması, bu medresede ders vermelerini aksatmıştır. Sultan II. Beyazıt`ın medrese için öne sürdüğü şartı yerine getirebilmek amacıyla şeyhülislâmlar kendileri adına ders verecek vekili, yani “ders vekili” ismiyle anılan görevliyi, tayin etmeye başlamıştır. Bu görev için müderrisler arasından kıdemli, fazilet ve kemal sahibi isimler tercih edilmiş, tayin edilen kişi haftada bir gün bahsi geçen medresede ders vermiştir. Bir memuriyet olarak ortaya çıkan “ders vekili” görevi, ilerleyen süreçte Ders Vekâleti adıyla eğitim-öğretim faaliyetlerini düzenleyen resmî bir makam/daire haline gelmiştir. Ders Vekâleti`ne bağlı bir alt kurul şeklinde Meclis-i Mesâlih-i Talebe`nin tesis edilmesi (1879), kurumsallaşma sürecini hızlandırmıştır. Söz konusu dönemden itibaren kadrosu ve görev alanlarında artış görülen bu kurumsal yapı, Ders Vekâleti ve Meclis-i Mesâlih-i Talebe ismiyle Şeyhülislâmlık bünyesinde yerini almış ve Osmanlı`nın sonuna kadar varlığını devam ettirmiştir. İşte bu çalışmada, Ders Vekâleti ve Meclis-i Mesâlih-i Talebe`nin kurumsal yapısı irdelenmiş ve bu yapının Osmanlı medrese sistemi içerisindeki yeri tespit edilmeye çalışılmıştır.