Bizi hayattan, aşktan ve işten bezdiren birileri mutlaka çıkmıştır karşımıza. Koltuklarını fütursuzca kullanarak çevresine baskı ve *mobbing* uygulayan amir ve patronların sayıları çok fazladır. Padişah sanır bazı patronlar kendilerini...
Pelin Soydel, çalıştığı gazeteden ayrılarak BLN TV`de çalışmaya başlar. Genç kadın, onlarca engelin, entrikanın, kaprisin, acının arasında istediği gibi bir haberci olabilmek için kıvranırken, iş hayatındaki adaletsiz sistemin insanları nasıl ezdiğini ve arkasında torpil olmadan *sıradan bir insan* gibi mesleğini icra etmenin nasıl ıstırap verici bir şey olduğunu hem kuzeninin intiharıyla hem de bizzat yaşayarak öğrenecektir...
Gördüğü yanlışları cesurca ve dürüstçe kaleme alan, ülkesinin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan *gerçek* gazetecilerin pek çoğu ya teröre kurban gitti ya işsiz kaldı ya da hayatlarının büyük bölümünü hapishanelerde veya mahkeme salonlarında geçirdi, geçiriyor. Romandaki birbirinden çok farklı karakterler, adaletsiz iş hayatının ve maskeli ilişkilerimizin bizleri nasıl tutsak haline getirdiğini farklı açılardan gözler önüne seriyor.