"1960’lı yıllarda yayımlanan bir dergiyle ilgili, Kürt sorununu tartışan yazı nedeniyle açılan davada, mahkeme heyeti, "Türkiye’de Kürtlerin olup olmadığına dair yerinde keşif yapılmasına" karar veriyordu. Bugünden bakınca komik geliyor değil mi? Ama bu traji-komik karar, Türkiye’nin geçirdiği aşamaları anlamamız açısından önemli bir örnek sayılmalı.Bugün artık hiç kimse Kürtlerin varlığını sorgulamıyor; kimse Kürtler var mı yok mu diye, keşif kararı vermiyor. Kürtler var; bugün Türkiye, Kürtlerin hak ve taleplerini nasıl karşılanacağını ya da hangi oranda karşılanacağını tartışıyor.Bu kitabın amacı da tam da bu noktada önemli hale geliyor: Kürtlerin varlığını ve ezilmişliklerini tespit, "imha" ve "inkâr" politikalarını teşhir, hak ve özgürlüklerini tartışma, tanıma ve bunun mücadelesini verme tarihi sosyalist solla başlıyor.Her kim kamuoyunu yanlış yönlendirmeye kalkarsa halt eder. Hiç kimse, Kürtlerin varlığını sosyalistlerin "keşfettiği" ve bu uğurda bedel ödediği gerçeğini değiştiremez."