Bu yer yüzünün çınlamasıdır kulaklarımızda; bizi mesela kendi özümüze baktırmayan, kendi evladını dahi “arta kalan zamanlarda” sevdirebilen Başka hiçbir şeye vakit olmadığına inandırdı bizi, esasen o sevdiklerimiz için, esasen kendimiz için yaptığımıza bu garabeti inandırdı. Bu yeryüzünde ve belki tam emin değilim şu modern zamanlarda o çınlama arttı arttı arttı artık başka ses, başka renk, başka koku duyulamayana kadar arttı. Vakit yok diyordu ne varsa, insanı insan yapan ne varsa. Bu vakitsizlikte, bu cahillikte, bu gürültüde birkaç kelam etmeye çalıştım, vakit ayırıp sessiz bir yerde okunur belki diye.