Düşünmeyenlerin büyük soruları olmaz; amma düşünen her insan, er ya da geç, bir gün
sorar: Ben neyim; nereden geldim, nereye gideceğim? Başsız ve sonsuz olan bu âlem neden
var oldu ve ben niçin yaratıldım?
Bu soruların cevabını bulanlar mesuddur, huzurludur, onlar için herşey yerli yerindedir.
Fakat hayâtın akıp giden seli içinde, bir lâhza durup düşünen ve hilkatin derin sırlarını
çözebilen, açmazlarına çâre, derdine devâ bulan kaç bahtlı vardır?
İşte, en son ve en yüce dini tasavvuf neşvesiyle şahsında temsil eden, bütün cihânı sevgi
ve şefkâtle kucaklayan Ken’an Rifâî, sohbetleriyle bize hakikatin yolunu gösteriyor. Günlük
hayātın içinden, küçük hâdiselerden büyük neticeler çıkararak ufkumuzu aydınlatıyor. Öyle
ki en çapraşık meseleler kolayca çözülüyor ve bizi kendi gerçeğimizle yüzyüze getiriyor.