Siyaset sosyolojisinin konusunu, onu bilimsel bir araştırma alanı olarak oluşturan sorunları ve çözümleri, bu alanın bilgi ve tekniklerin birikimiyle veya bilimsel devrimlerle gelişmesini saptayabilmek için, farklı paradigmaları birbirleriyle yüzleştirmek ve bu paradigmaları, sadece bilimin farklı düşünür ve araştırmacı gruplarınca
gerçekleştirilen ilerlemesini değil, bilimin dış çevresinin, ekonomik, siyasal ve kültürel değişimlerin bir sonucu olarak durmadan dönüşümünü de kapsayan bir tarihsel süreç bağlamında anlamak gerekir.
Siyaset sosyolojisinin Bottomore bu kitabı yazdığından beri epey gelişme katettiğini söyleyebiliriz. Ancak bir sosyal bilim disiplininin nasıl bir tarihsel seyir izlediğini görmek, onu etraflıca kavramak ve bugün gelinen noktadan disiplinin geçmişine dokunabilmek için bir kılavuza her zaman ihtiyaç vardır. Siyaset Sosyolojisi, alanla ilgili uzmanlaşmak ve derinleşmek isteyen öğrenciler için ders kitabı olmanın ötesinde, siyasi iktidarın toplum içerisinde nasıl örgütlendiğini ve pratik edildiğini totalitarizm ve milliyetçilik, devlet ve toplum ilişkileri bağlamında irdeleyen, günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş ama şu sıra tekrar alevlenmeye eğilimli vatandaşlık/yurttaşlık idealini hakkıyla araştıran çok kıymetli klasik metinlerin başında geliyor. Olguları yalnızca anlamak değil, aynı zamanda anlamlandırabilmek için retrospektif kıymeti haiz bir pusula...