"Yurdumuzda giderek koyulaşan siyasal karanlık, bir çağdaş yönetim biçimi olan demokrasiyle alay edildiğini, sözcük ve anlam olarak sömürüldüğünü göstermektedir. Tahammülsüzlük, sabırsızlık, anlayışsızlık, hoşgörüsüzlük, hukuksuzluk, adaletsizlik, yandaşlık, ayrımcılık, ayrıcalık, karalama, suçlama, saldırı, yolsuzluk, kuralsızlık, saygısızlık, güvensizlik aşırı boyutlardadır. Karşıt olan, düşman sayılmaktadır.
Baskılar ağır dayatmalar çekilmez düzeydedir. Gülen yüzler yok olmuş, korku her çevrede etkin olmaya, iktidar her alana, özel yaşama bile egemen olmaya kalkışmıştır. Yargılamalar uzamakta, seçimler nedeniyle silâhların eşitliğinden asla söz edilemeyecek durumlar yaşanmakta, iktidarı eleştirmeyi yürek ister oluşumlar yaratılmaktadır.
Kimse kimseyi kandırmasın. Demokrasi, yaşam aydınlığıdır, tüm karanlıklara karşıdır. Hiçbir ayrım gözetmeksizin insanları kaynaştıran, barıştıran, anlaştıran, yarıştıran bir çağdaşlık göstergesidir. Hukuksal disiplin çerçevesidir. Kolluk güçleriyle değil, hak ve özgürlükleri doyurucu güvenceye bağlayan insanlık anlayışı, devlet özeni ve ahlâkıyla korunur. Başbakanın "millî irade"ye ilişkin sözleri uygulamalar gözetildiğinde siyasal edebiyat özentisinden öteye geçemez."
Yekta Güngör Özden