Ortalama tarih bilgisine sahip pek çok insan, Roma İmparatorluğu’na karşı Spartaküs önderliğinde M.Ö. 74-71 yıllarında başkaldıran Romalı kölelerin isyanından haberdardır. Ama pek çok tarihçi, Aşağı Mezopotamya`nın bataklıkları içinde çalıştırılan zenci kölelerin M.S. 869-883 yılları arasında Abbasilere karşı isyanının ismini bile duymamıştır. Basralı büyük toprak sahipleri tarafından bataklığın ortasındaki güherçile ocaklarında şekerkamışı ve pirinç tarlalarında çalıştırılmak için Doğu Afrika’dan (Zengibar, Mozambik, Mogadişu, Nubya ve Madagaskar) getirilen zenci köleler, 5000-10000 kişilik gruplar halinde çok ağır şartlar altında çalıştırılıyorlardı. Hz. Ali soyundan olduğunu iddia eden Ali b. Muhammed adında bir kişi bu kölelere özgürlük ve efendilerinin topraklarını vaat ederek onların 869 yılında Basra yakınlarındaki bataklık bölgede isyan etmelerini sağlamıştır. İsyana katılan toplam köle sayısı 300 bin civarındaydı. İsyancılar, büyük bir zenginlik içinde yaşayan Basra, Übülle, Sîraf, Ehfaz ve Abbadan gibi şehirleri tahrip edip binlerce kişiyi kılıçtan geçirdiler. Fırat ve Dicle’den açılan balta girmemiş ormanların ve sazlıklarla kaplı bataklığın ortasına kurdukları *Muhtâra* adlı başkentlerinden gönderdikleri ordularla Abbasi ordularını pek çok defa bozguna uğrattılar. Hatta başkent Bağdat yakınlarına kadar ilerlediler. Basra, Übülle, Ehvaz’ı 15 yıl boyunca ellerinde tuttular, buralardan vergi toplayıp bu bölgelere idareciler atadılar.
Zorlu bir mücadeleden sonra isyanın merkezi *Muhtâra* ele geçirilerek komutanlar esir edilmiş ve Zenci lideri Ali b. Muhammed de öldürülmüştü. İsyanın bilançosu gerçektende çok ağırdı. Ölen insan sayısını bazı tarihçiler 500 bin ile 2,5 milyon olarak tahmin etmektedirler. İsyanın mali ve askeri ağırlığı Abbasileri parçalamış, güneydeki ticaret ve tarım zengini şehirler bir daha eski ihtişamını kazanamamıştır. Bu şiddet ortamı Karmatîleri ve İsmailileri tetiklemiştir.