“Kara Kalem” yahut Siyah Kalem kimdi?
15. yüzyılın sonlarında, Orta Asya bozkırlarının göçebelerinden etkilenen bu esrarengiz ressam, zamanının estetik kurallarına aykırı çizimler bıraktı geriye. Gerçekçi üslubu İslam sanatı tarihçilerinin her zaman ilgisini çekti. Topkapı Müzesi`nde korunan eserlerinden oluşan bir albüm onun sırrını hâlâ saklar. Bu albümde, bir yaz vakti günlük işlerini yapan kadın ve erkeklerin yanı sıra şeytanlar ve kötü yaratıklarla dolu gizli törenlerin tasvirleri de yer alır. Peki Tebriz sarayından gelen bu sanatçı neden unutulmaya mahkûm bu halklara dair bu kadar çok kanıt bıraktı?
Bir serginin salonlarında dolaşırken aniden başka bir zamandan, başka bir kıtadan gelen bir sesin içine çekilen bu romanın kahramanı Suzanne dışında hiç kimse bu büyülü çizimlerin gizemini çözebilecek durumda değildir. Gezgin bir ruh, Kara Kalem`in kızı Aygül`ün ruhu, ona yetenekli bir ressam olan ve zamanının değişimlerine yenik düşen babasının eşsiz hikayesini anlatır. Yüzyıllar boyunca, babaları için aynı imkânsız yası paylaşan bu iki kadının kaderleri arasında sonunda güçlü bir bağ kurulur.