Bir varmış bir yokmuş diye başlar masallar, onların başından geçenler masal değildi ama yine de öyle başladı. Sonra kader girdi devreye, ördü ağlarını. Sert rüzgarlar esti, davullar çaldı, bir harp meydanındaymışçasına savaştı yürekler.
Aşk oyununun kazananı olur mu bilinmez, ama zehirli oklardan nasibini aldı Fahriye ve Behiç.
Kader bu, durmaz yerinde yine yaptı yapacağını. Bazen dünyamızın alt üst olduğunu sanırız ama altının üstünden daha iyi olup olmayacağını bilemeyiz.
En umutsuz anlarda bile bir çıkış kapısı arar dururuz ama bulamayız. Oysaki kapının anahtarı en başından beri elimizdedir. Avucumuzun içine baksak fark ederiz onu ama kör olur bazen gözler. En yakınındakini bile fark edemez. Bazen ise ilahi bir ışık vurur insanın yüzüne, en karanlıklar bile aydınlığa dönüşür bir anda.
Aşk bu ilahi ışıkların en güzelidir işte…