Güneş ile yağmur arasında bir şeydi yaşanan zamanın mevsimi. Biraz soğuk biraz ıslak gibiydi. Her zamanki yerinde, şehre hakim bir noktadaydı. Ayakta, elleri mavi kaşe montunun cebinde uzaklara doğru dalmıştı gözleri. O ise arkasında sessizce bekliyordu. *Erkekler mi daha çok sever kadınlar mı?* diye sordu. Sessizce rüzgarı dinliyordu. Soruyu duyunca bir gülümseme yanaştı dudağının kenarına doğru. Sonra derin bir nefes aldı. Geniş olan omuzları iyice genişlemişti. Başını göğe doğru kaldırıp usulca boşalttı içindeki havayı ve bir duman huzmesi yayıldı göğe doğru. Arkasına dahi bakmadan *İnsan daha çok sever?*, gururlu gururlu merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başlamıştı.
Ne kadar bir şiir kitabı da olsa hikâye tadında düzinelerden oluşmuştur. Okurken hayalinizin canlanacağı bir kitap. Sır sadece sahibini bekler ve sadece onda kalır...
*Sırrın Sahibine* kitabı sahibini bekliyor.