*Kimse kolay demedi zaten aşk kovanında arılara hükmedebilmeye. Yüreklerde başıboş bırakılan ve baldan kesilip zehir vızıldayan seslerinden sıyrılabilmeye... Mühürlenen kalplerde tatlı hülyalardan uyanabilmeye ve onu ince bir zar kıvamında çevreleyen, aşk kovanını huzursuz eden, kışkırtan, kızıştıran; toprağı insandan, insanı hayvandan ayıran o nefsin dizginlerini ele geçirmeye... Kimse kolay demedi zaten vuslatı yatıştıran o sevdanın sırrına erişebilmeye.*
Kusursuz bir aşka gölge gibi düşen yalanlar, Osmanlı’yı yeniden ele geçirmeye çalışan sermayeli madrabazlar ve geçmişten gelen suallerle Gülpare ve Hamza’nın aşktaki son imtihanı!
Üsküdar’da son oyun… Son veda…
Bedia’nın aslında kim olduğunu öğrenen Rıfkı, Sultan’ı devirmek isteyenlerin yanında yer alınca, bütün dengeler bozulur. Bu sefer isyan bayrağını taşıyan taraf Kadı Ailesi mi olacak?
Severek okuduğunuz Zehr-i Bal serisinin son kitabı Sırr-ı Sevda’da artık hikâye nihayete ererken tüm giz perdeleri de sonuna kadar aralanıyor.
Yazar Sezgin Irmak, akıcı üslubuyla geriye okura tek bir sual bırakıyor:
*Ben seni mi, yoksa sana uzanan gül kokulu bahçelerini mi sevdim?*