Bu kitabın içeriğinden burada bahsetmem mümkün değil. Çünkü bahsettiğim anda, rengârenk insanlar, kayıp kentler, akıl almaz öyküler, uçan halılar ve tütsü kokuları sayfalardan taşabilir. Sayfaların arasından uzanan bir el, seni hiç bilmediğin sokaklara, hiç duymadığın hikâyelere doğru çekiverir.
Bir İran kedisinin başını okşayıp Pakistan’ın dar sokaklarında gezinirken, Hindistan’ın en sessiz köşesini ararken bir anda Nepal’in curcunasına kapılabilirsin. Renklerin, kokuların ve hayatın tam ortasında, düşüncelere dalmış bulabilirsin kendini. Ülkeler arasındaki sınırlar neden var? Özgürlük ne kadar değerli? Güneş Ülkesi’ne otobüsle gitmek mümkün mü? Tüm bunları anlatmaya kalksam, gizem bozulur. O yüzden sakın ısrar etme. Bu kitabın sırrı, yalnızca sayfalarını çevirdiğinde açığa çıkacak. Ve ancak o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu anlayabileceksin.