Eserde okuyucu Simurg misali düşünsel ve içsel bir yolculuğa davet ediliyor. Bu yolculuk; felsefenin üç ana konusu olan varlık, bilgi ve değer (ahlak) alanlarını tanımanın yanında insani süreçler olan ve her insanın anlam arayışında yaşadığı tıkanmaları, hayal kırıklıklarını, anlamsızlıkları, can sıkıntısını, kısacası hayata dair durumları, ayrıca medeniyet açmazlarımızı ve modernleşme serüvenimizi de içeriyor.
Felsefe öğretmeni ve yönetici olarak eğitim sisteminin her iki veçhesinde de bulunmuş olan yazar, felsefeye basitçe giriş de sayılabilecek eserini metin yanında şiir dilini de kullanarak sınıf ve öğretmenler odası ortamında, diyaloglar halinde ve roman formunda okuyucuyu sıkmadan idraklere sunuyor.
Eser, her ne kadar yönetici, öğretmen, öğrenci, etkileşimini idealize edip vermiş olsa da, onların dünyasının psikolojik ve düşünsel boyutlarını da gözler önüne seriyor. Yazarın bir nevi hayat hikâyesinin bir kesitini de içeren eser, felsefi düşüncenin ya da felsefileşmiş kültürün bireyin hayat karşısında alacağı tavra ve toplumsal yaşayışa nasıl katkı sağlayabileceği hususu ile öğretmenlik mesleğinin incelikleri hakkında da ipuçları vermekte.
Eğitimsel, düşünsel ve zihniyet temelli sorunlarımıza da değinen eser, gerek kaynakçasında verilen ve gerekse metninde içerikleriyle birlikte bahsedilen eserlerle okuyucuya zengin bir okuma listesi de sunmakta.