Simurg’un Aynası, kendini bulma sürecindeki bir kadının, Ahsen’in romanı. Küçük bir kız çocuğuyla karşılaştıktan sonra evine giden Ahsen, o güne kadar yaşadıklarını da kritik ederek içsel bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuk, onun pek çok şeyi fark edebilmesini sağlıyor. Simurg efsanesindeki kuşlara benzeyen Ahsen, aradığının kendisi olduğunu, anlamın yine kendisinde gizlendiğini çok kısa bir süre içerisinde fark ediyor.
“Sen de bir yolculuğa çıktın. Kendini arıyordun. Kendini bulmak istiyordun. Kendinin neye benzediğini merak ediyordun. Aramak isteyenler için bulacak bir şeyler vardır. Dün, buradan başlayan yolculuğunun çok daha öncelere dayandığını hiç bilmiyordun oysa. Dünden itibaren içindeki kıvılcım, sana bir yolun varlığını hissettirdi. Evden çıkmadan önce bu kıvılcımı ateşe döndürmekti arzun. Yanıp kül olmak değil, yanıp olgunlaşmak. Hamdın, şimdi pişiyorsun. Evden bunun için çıktın, gelip kendini bulasın diye. İşte buldun. Bak, etrafında küçük kız var mı? Sen varsın burada.”