Can Peygamberim, gül kokulu önderim: Uhud’u dinledim, imtihan çok zorlu olmuş. Senin bir sözünün ihmal edilişinin acı sonu yaşamış. Üzgünüm Peygamberim, üzgünüm; çünkü sözün değil, sözlerin ihmale uğrar olmuş. Sonra düşündüm, düşündüm ki, biz de Okçu Tepesi’ne çıkar gibi yüreğimizin tepesinde nöbet tutmalı ve hiç ayrılmamalıyız, oraya Seni sevmeyenler hücum etmesin diye...
Yüreğimiz işgale uğramasın diye...
Söz veriyorum, söz veriyorum ki; Uhud’da beklemek nasibi olmayan ben, gönlümün tepesinde bekleyeceğim. Orada nöbet tutup, hiç ayrılmayacağım...