İnsan, doğup büyüdüğü yerleri bırakıp uzak ya da yakın farklı yerlerde yaşamaya başlamışsa uzun bir ayrılığın belleklerde küllendirdiği yaşantıları, unuttuğunu sanıyor. Oysa bizi biz yapan, eğrisiyle doğrusuyla duygudan düşünceye evrilen süreçte o yaşantılar, kişiliğimizin yapı taşları oluyor; bulundukları derinlikte bizi ayakta tutmayı sürdürüyorlar. Dünü gelince de külün içindeki köz gibi küçük bir esintiyle parlıyor, bizi şaşırtıyor, duygulandırıyor, Halikarnas Balıkçısı’nın deyişiyle geçmişe doğru “kanada kaldırıyorlar.”
Sılam Isparta, bendeki Isparta’nın “kanada kalkışı”dır.