İnsan tüketen, sosyal ve kültürel bir varlıktır. Sosyal ve kültürel etkenler, bireyin içinde bulunduğu ülkenin tüketim alışkanlıklarının oluşmasında etkili rol oynamaktadır. Globalleşmenin sonucunda işletmeler bulundukları ülkelerin sınırlarının dışına çıkarak yeni pazarlar bulma ve yer edinme yarışına girmişlerdir. Ancak bu tip büyümeyi hedefleyen işletmeler zaman zaman kendileri için tehdit oluşturacak unsurlarla karşılaşmaktadırlar. Bu unsurlar bazen o ülkenin siyasi politikası gereği olurken bazen de o ülkenin sivil inisiyatifinden kaynaklanan tehditler olabilmektedir. Sivil örgütlenmenin önemsendiği toplumlarda ortak bilincin hızlı ve sağlıklı oluştuğu görülmektedir. Baskı unsuru olan sivil toplum örgütlerinin hem sosyal hem iktisadi hayatın biçimlenmesinde etkili olduğu bu kitapta konu edilmiştir.
Tüketicilerin içinde bulunduğu sosyal yapının ve aitlik duygusunun satın alma davranışlarına yansıdığına ayrıca değinilmiş ve çalışmanın sonunda pazarlama yöneticileri için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Ülkemizde sık sık yaşanan “BOYKOT” çağrılarının ise ne denli karşılık bulduğu kitabın son bölümünde işlenmiş ve bu verilerin yapılan bilimsel araştırma sonucunda eldeki bulguları okuyucu ile paylaşılmıştır.