Meğer “öykü” yaşam denen sihirli taşkının ta kendisiymiş ve yıllarca içinde yaşamışız ama mükemmel bir şekilde kendini gizlenmeyi başarmış ve onu görmeyi bir türlü başaramamışız. Aklım başımda; bu ön kabulle birlikte en iyi öykücünün de Tanrı olduğunun farkındayım-ki öyle. Gerçek hayat, Tanrı’nın kurgusundan başka bir şey değil belki de bir yönüyle.
Bu sırra erdikten sonra abartılı kurguyu bırakmaya karar verdim. Yaşam, yontabileceğimiz yeterince malzeme sunuyordu bize çünkü.