Karşıyaka, 7 Şubat 88 Pazar
Kaç zamandır kafamdan geçiriyorum, bir "şiir günlüğü"ne başlamayı. Günlük şiir notları olsun bunlar diyorum, öyle özene bezene yazılmış, üzerinde gün boyu nefes tüketilmiş bir ürün değil, insana keyif veren birtakım değinmeler, alıntılar, saptamalar ve belki de içtenlikli sorgulamalar... Hepsi bu! Daha önce de `günlük` tutmuş, Milliyet Ege ekinde, Ortaklaşa dergisinde yayınlamıştım 80`li yılların başında; bu kez ille de `şiir` olsun diyorum, varsa da şiir, yoksa da şiir... İyi ama, bir yazar sanatsal değiştirime başvurmadan bir üretimde bulunabilir mi, ya da böyle bir ilkeye sonuna kadar bağlı kalabilir mi? Günlükçü`nün en büyük güçlüğü de bu galiba; yazacağını düşünerek günü yaşamak... Çile, hep aynı çile: yaşamak ve yazmak!