Tükendi
Stok AlarmıBu sayıda, Metin Cengiz`in 2016 yılında Küba`nın başkenti Havana`da düzenlenen Uluslararası Şiir Festivali’ne katılmak üzere gittiği Küba izlenimlerini okuyacağız. Şiirseverlerin bu yazıları hayli ilginç bulduğunu biliyoruz. Bu sayının şair dosyası Ahmet Telli. Esma Özlen sordu, Şiirden Dergisi yazı kadrosundan Cemil Okyay, Yavuz Özdem şiiri üstüne düşüncelerini yazdılar. Doğan Fuat Deniz Durukan`ın Dokuz Katlı Sıdıkası üstünden şiirini değerlendirdi. Bazen Bir Şiir Köşesinde Yavuz Özdem K. Çağlar Aksu`yu konuk etti, söyleşi şair Harun Atak`tan. Şiirleriyle Agnieszka Herman, Eliza Macadan, Noemi Laszlo, Maryam Bahrami Nejad, Ana Stjelja, Dmytroo Tchystiak, Sakineh Asadzadeh, Ahmet Emin Atasoy, Celâl Soycan, Yusuf Alper, Turgay Kantürk, Cafer Yıldırım, Müesser Yeniay, Serdar Ünver, Kaan Eminoğlu, Mehmet Rifat Kadıoğlu, Zekine Dündar, Cansu Aydın, Avde Şeddadi, K. Çağlar Aksu, Uğur Aksoy, Fikret Çelik, Çeviri: Metin Cengiz, Yaprak Öz, Maryam Bahrami Nejad, Ana Stjelja, Sakineh Asadzadeh, Anna Maria Niciewicz.
Editörden
Türk şiiri şu iki şiir anlayışı içinde bunalmakta, fasit bir dairede debelenmekte, yaşlanmakta ve bütün heyecanını kaybetmiş bulunmaktadır. İlki zamanı, günü geçmiş, olanakları sonuna değin kullanılmış, belki ancak bir iki şaire bir çıkış kapısı olabilecek bir poetik geçmiş olan, epistemolojik yanı ağır basan 2. Yeni etrafında dönüp durması. İkincisi ise Baudelaireyen, tumturaklı, ağdalı, varlığı daha çok düşüncede ağırlayan bir şiire saplanıp kalması. Bu iki şiirin ortak özelliği ontolojik bir şiir olmaktansa epistemolojik bir olmaları, varlığa ilişkin olanı çoğunca ıskalamaları, varlığı aklın kullanışlı şiirsel zemininde malzeme etmeleri, şiiri aklın bir jimnastik alanı olarak görmeleridir.
Bu poetik anlayışların olanakları sonuna değin kullanılmış, gide gide kelime oyununa, absürd söz cambazlığına, rasgeleliğin totolojisine dayanmıştır. Örnek vermeye gerek yok, bugün en gencinden yetmişine merdiven dayamış olgun şairlere değin her şairin bu bataklıkta şiir avına çıktığını görmek mümkün. Bunun sebebi tek tek şairlerin ya da bir araya gelip halen bir şiir hareketi doğurabileceğine inananların şiir üzerine düşünmemeleri. İkinci gurupta olanlar daha şaşırtıcı zira hem yeni bir poetik anlayış oluşturmak hem bu poetika doğrultusunda yeni, farklı, davetkâr bir şiir yazmak isteyeceksiniz hem de bunu mevcut şiir anlayışları ile yapacaksınız. Bu paradoks şiire yeni başlayanlar için de geçerli elbette.
Birçok genç şair bana şiirlerini gönderip eleştirmemi, bir çıkış göstermemi istiyor. Bu şu ya da bu şekilde gençlerin beni takip ettiğinin bir nişanı ancak üç rakkamın limitini zorlayan bu yardım taleplerini karşılamak hem mümkün değil hem bana yapılmış büyük bir insafsızlık. Halen aktif şekilde üreten biri için ise büyük bir zaman hovardalığı. Oysa ben bunu yazılarımla zaten yapıyorum, yazdığım şiir ise bu poetik tavrın bür ürünü. Fazla alçak gönüllülüğe gerek yok, yalnızca ülkemde değil bütün dünyada şiirim ve şiir üstüne düşüncelerim hak ettiği şekilde karşılanmakta ve onurlandırılmaktadır. Bu yazılar dikkatle okunsa, şiirime dikkat edilse yol kendiliğinden bulunacak. Bu bağlamda Şiirden Dergisi ekibi Celâl Soycan, Yavuz Özdem, Müesser Yeniay (yabancı ülkelerde de oldukça başarılı olan)‘ın yazı ve şiirlerine, yine, Muzaffer Kale, Cafer Yıldırım, Onur Akyıl ve genç şair Selenay Kübra Koçer’in, Kıbrıs’tan başta Tamer Öncül (yazılarına dikkat!), Emel Kaya, Jenan Selçuk olmak üzere, Senem Gökel, Ruhsan İskifoğlu ve Tuğçe Tekhanlı’nın şiirlerine dikkat çekiyorum.
Şiirden dergisi yazı kadrosu ihtiyatlı bir biçimde genişlemekte. Cemil Okyay, Tamer Öncül, Cafer Yıldırım, Atalay Saraç artık Şiirden’de sürekli yazacaklar. Dergi artık daha güçlü. Bu sayının “Şiir Belleği”nin şairi Ahmet telli.