Bu kitapta Cumhuriyet Dönemi Türk Şiir ve Mekan ilişkisinin nitelikleri belirlenmeye, şiirdeki eğretilmeler, simgeler, imgeler kısaca bütün mekansal mecazlar çözümlenmeye çalışılmakta; şiir, şair, mekan ilişkisinin kültürel poetik ve kişisel kökenlerine dair bazı sonuçlara ulaşılmaktadır. Şiirin mekanları şairin ve şiirin bütün yaşantı ve düşlerini şehirlerin evlerin dağların ve denizlerin hafızalarında toplayan aynalarında; yansıtan nesnel simgesel ve imgesel kaynaklardırlar. Örneğin; Yahya Kemal medeniyeti oluşturan kolektif ruhun peşinde olduğu için İstanbul`u şiirin merkezi haline getirmiştir. Onun plastik sanatlara yaklaşan şiiri, birazda şehri, şiirde yeniden inşa etmek istemesine bağlıdır. Denizler ve göller Haşim`in saklanıp gizlenmesi için muhayyel mazaralara dönüşürler. Tanpınar, içindeki estetik ve kültürel düzeni ararken mekanların diline bakar ve onların hafızasıyla kendi hafızasını buluşturmaya çalışır. Ağrı Dağı Ahmet Muhip`te sınırlılık ve sonsuzluk özgürlük ve yücelik dünyevi ve metafizik ile ilgili bir çok mecazlara hayallere kaynaklık eder. Kaldırımlar Necip Fazıl`da modern hayatın ayartıcılığının yanlızlığının kaotik yapısının simgesi olurlar. Cumhuriyet döneminin önemli bir figürü olan" devrimci ve mazlum şair" kimliği Nazım Hikmet`in yattığı hapishanelerden çıkar. Dolayısıyla mekanların şiir ve şair ; şiirin ve şairin de mekanlar üzerindeki izlerini hesaba katmadan dönem şiirini bütünüyle değerlendirmenin imkanı yoktur.