Mehdîler dünyaya gelmeden önce, öncüleri gelerek Mehdîlerin faaliyetleri için gereken ortamı hazırlayacaklardır. Bu inancın da köklerinin siyâsî olaylar ve gâyeler içinde bulunduğunu, ona uygun ortamı hazırlamakla görevli olduğunu iddia ederek siyâsî kazançlar sağlamaya çalışan pek çok kişi ve grupların olduğu tarihte sıkça görülmektedir. Rivayetlerin ardında daima belirli bir şahıs ve akımların varlığı hissedilmektedir.
Mehdî, siyasal liderlik, devlet başkanlığı, maddesel önderlik, talepleri olan bir kurtarıcı portresine sahiptir. Nitekim tarih boyunca tüm Mehdî adayları, yönetimi bir şekilde ele geçirmeyi esas almış kişilerdir. Bunu bazen açık, bazen da örtülü bir biçimde ifade ederler. Ama hepsinde kitleyi, bir önder sıfatıyla siyasal ve askerî hareketleri de kullanarak kurtarma iddiası vardır. Bunun içindir ki İslâm literatüründe Mehdî kavramı, daima imamet (devlet başkanlığı) kavramıyla yan yana veya bağlantılı olarak ele alınmıştır. Hatta adaletli, güven verici bir devlet başkanı görüldüğünde ona Mehdî denebilmiş, en azından böyle bir devlet başkanının Mehdî beklemeye gerek bırakmadığı söylenmiştir.