Yerinden edilmenin doğurduğu bütün fiili durumların 1951 Cenevre Sözleşmesi ile çözüme kavuşmasını beklemek, gerçekliği hukuki metinlerin ardına saklanarak okumakla eş değer görünmektedir. Göçmen için sığınma beklentisi ve kendi durumuyla ilgili belirsizlik hali sürdükçe “sığınmacılık” da hem psikolojik hem de sosyal bir gerçeklik olarak var olmaya devam edecektir. Türkiye`deki Suriyelilerin durumu da böyle bir gerçeklikten bağımsız değildir. Anlamını şimdiden kaybetmiş görünen “misafirlik” söylemi Türk toplumsal yapısı içinde Suriyelilerin konumunu temsil etmekten sosyolojik olarak uzaktır.
Bu kitapta “zorunlu göç”, kavram ve kuram boyutuyla tartışılmış, Türkiye`ye Suriyeli göçünü merkeze alan bir bakış açısıyla son yirmi yılda dünya genelindeki yerinden edilmeler değerlendirilmiştir. Devamında ise Türkiye`deki Suriyelilerin toplumsal kabul ve uyum süreçleri sahadan kesitlerle incelenmiş, öne çıkan sorunların arkasındaki rahatsız edici gerçeklikle yüzleşmek için bir anlama çabası ortaya konulmuştur.