Söz konusu aşk ve bilim olduğunda zıtlıklar birbirini çeker, ama âşıklar rakipse birbirini yakar...
Hannah sonunda en büyük hayalini gerçekleştirmiş ve NASA’da çalışmaya başlamıştır. Fakat birkaç ay sonra kendini, dünyanın öteki ucunda, Kuzey Kutbu’ndaki araştırma merkezinde, yaralı ve fırtınada mahsur kalmış halde bulur. Kurtarma görevi oldukça tehlikelidir. Buna rağmen görevi üstlenmeye istekli tek kişi, Hannah’nın NASA’daki en büyük düşmanı Ian Floyd’dan başkası değildir.
Ian, Hannah’nın hayatında pek çok role sahiptir: projesini reddetmeye ve kariyerini mahvetmeye çalışan kötü dâhi, hemen hemen her rüyasında başrol oynayan yakışıklı adam… Hannah, onu asla bir kahraman olarak düşünmemiştir. Artık Ian, genç kadının kalbi için, yaklaşan büyük kar fırtınasından daha tehlikelidir.