Gecesi birkaç defa yatağından fırlayıp uyanarak ve sabah gün ağarıncaya kadar kâbuslar görerek geçti. Sabah daha gün ağarmadan yatağından çıktı.
Başı çatlarcasına ağrıyordu. Evden sessizce çıktığında eşi hala derin bir şekilde uyuyordu. Sokakta kendisinden başka hiç kimse yoktu. Bu saatte niye evden çıktığını kendisi de bilmiyordu. Bir an önce gidip onunla hesaplaşmak istiyordu. Sabahın ayazı yüzüne vurunca biraz kendine gelir gibi oldu.
Arkasından gelen birinin ayak seslerini duyar gibi olduğunda istemsiz bir şekilde ürperdi. Ayak sesleri kendisi ile aynı tempoda yürüyor gibiydi. Kendisi hızlanınca hızlanıyor, yavaşlayınca o da yavaşlıyordu.
Kalbi hızla çarpmaya başladı. Dönüp bakmaya cesaret edemiyordu. Ya yine o İblis peşindeyse?
Dönüp arkasına bakmayarak ondan korkmadığını göstermek istiyor ama peşinden gelen ayak sesleri de gittikçe kendisini panikletiyordu. Oradan bir an önce uzaklaşmak için adımlarını hızlandırıp adeta koşar adım yürümeye başladı. Nefesinin iyice daraldığı anda mecburen arkasından gelen sese dönmek zorunda kaldı. Evet. Tahmin ettiği gibi kendisini adım adım takip eden ondan başkası değildi.
Alaycı bir ifadeyle tek gözünü dikmiş kendisine bakıyordu.