*En Büyük Düşman, düşmanların düşmanı, ne falan ne de filan milletler. Bilakis bu, adeta her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hâkim olan kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan Emperyalizmdir.* (Hâkimiyet-i Milliye, 20 Temmuz 1920) *Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşıyoruz.* *Biz Milli Mücadeleye başlarken karşımızda iki düşman vardı. Biri İç Düşmanlar ki, bunu İstanbul Hükümeti temsil ediyordu. Öbürü Dış Düşmanlar ki, bunu da yabancı işgal kuvvetleri oluşturuyordu: Ulusal Bağımsızlığımızı ortadan kaldırmak isteyen Emperyalist güçler…* Mustafa Kemal Atatürk *** (Fatiha: /6’da)
Kendisini *sıratı müstakim üzere hidayete erdirmesini* isteyen her kişiye, Allah, (Ya-Sin /60-62’de) şöyle söylemiyor mu? *Ey Âdemoğulları! ‘Sizin için apaçık Düşman olan Şeytana sakın Boyun Eğmeyin;* *Sadece Allah’a boyun eğin’ diye sizinle sözleşme yapmadık mı?* *İşte bu Sıratı Müstakim’dir. Hâlâ selim aklınızı kullanmayacak mısınız?* Burada kastedilen düşman, yani Şeytan, biri içimizdeki cin şeytanı İblis olduğu Nas suresinde; diğerleri dışımızdaki bireysel ya da örgütlü küresel şer güçlerinin insan şeytanlarından oluştuğu Felak suresinde açık - lanmaktadır. *Şeytana boyun eğmek*, *onun yasalarına boyun eğerek ona kulluk etmek* demektir. Dünya egemenliği bağlamında *zihinsel tutsaklar edinmek* amacıyla yapılan her tür *Akıl tutulması* eylemi şeytanlık, bu işi yapanlar da şeytanlardır. İçimizdeki dışımızdaki şeytanların zihinsel /kültürel tutsaklığından kurtulmadan insanlaşmak mümkün değildir. Çünkü; *Yeni Dünya Düzeni şeytanidir.*