İpek Yolu’nun gözü pek toprağıdır Özbekistan. Yeri geldiğinde hırçınlığı ile kapatır gözlerinizi. Yeri geldiğinde ise Dünya’nın peşinde koşturduğu en güzel pamuklarına sarıp sarmalar sizi. Tarihin en ince derinliklerine konuk olmuştur. En büyük toplumları ağırlamış, en nihayetinde Türkün yurduna dönüşmüştür.
Bu kitaba baktığımızda ise önce Özbekistan’ın bahçelerinde koşturan bir çocuğa dönüştüğünüzü, ardından geliştiğinizi ve güçlü köklerinden ilham alan insanların, nasıl da mücadele ettiğini görüyorsunuz.
Bu mücadele eden insanların başında da pek değerli Şevket Mirziyoyev geliyor elbette. Ülkenin korkulan, kaçınılan doğasını değiştirip, hak ettiği değeri, özgüveni almasını sağlayan Mirziyoyev’in hayatından önemli kesitler göreceksiniz. Bir toplumun değişimini, bir toplumun güçlenmesine adım adım tanık olacaksınız. Yeri gelecek birlikte kuru bozkırların üzerinde, beyaz yeleli atlar ile koşturacak, yeri gelecek Semerkant’ın eteklerinden en güzel kahvenin tadını yudumlayacaksınız. Bir yüzü hoyrat, bir yüzü pamuk olan ülkenin her halini, değişimini göreceksiniz. Bu değişimlerin en önemli adımlarını da elbette kitabın asıl konuğu olan Mirziyoyev ile pekiştirmeniz pek mümkün.
Bit tarih, bir kültür, bir yaşam, bir devrim Özbekistan ve onun aydınlık günlerine kavuşturan Mirziyoyev’in hayatı ile harmanlanan kitabı bir solukta değil, en güzel manzaralarında konuklanarak okuyacak ve dinleneceksiniz.
Doğu’nun Güneş’i Özbekistan, bu Güneş’in mahiri Mirziyoyev...