Erdem anne babasını trafik kazasında kaybetmiş ve yuvaya bırakılmış küçük bir çocuktur. Yapayalnız geçen günlerinde sevmeye ve sevilmeye duyduğu özlem onu hayata bağlar.
Bir gün yuvaya bırakılan Nilgün ismindeki kızla aralarında güçlü bir bağ oluşur. Nilgün`ün sarıya çalan kahverengi gözleri Erdem`in ruhunun derinliklerinde silik ve karmaşık anıları canlandırır.
Bu sarıya dönük kahverengi gözler Erdem`i neden böylesine etkilemekte ve karanlıkta kalan hangi anısıyla eşleşmektedir?
Erdem`in yuvada geçen hayatı, çocukluktan ergenliğe geçişi, farklı ailelerin yanına bırakılışı, kurduğu dostluk ve arkadaşlıklar, yaptığı büyük hatalar onun zamanla olgunlaşmasını ve hayata daha sıkı tutunmasını sağlayacak mıdır?
Onun hikâyesi aslında içimizden birilerinin de hikâyesi. Zeliha Akçagüner hayatın içinden doğan bu duygu yüklü romanda genç okurlarıyla yeniden buluşuyor.