“Yılın en iyi kitaplarından biri.”
Washington Post
Kardeşlik, ilk aşk, kaybetmek ve yeniden bulmak üstüne benzersiz bir yolculuk…
Her şeyinizi kaybettiğinizde, kendinizi nasıl bulursunuz?
Hayatınızdaki amacı nasıl keşfedersiniz?
Sadece hayatta kalmak değil, gerçekten yaşamak ne demektir?
Bir yaz sabahı, on iki yaşındaki Edward Adler, biricik abisi Jordan, ebeveynleri ve diğer 183 yolcuyla birlikte Newark`tan Los Angeles`a giden bir uçağa biner. Yolcuların arasında bir Wall Street dehası, beklenmedik hamileliğiyle yüzleşen genç bir kadın, Afganistan`dan dönen bir gazi, yetmiş yaşında zengin bir iş adamı ve reenkarnasyonla yüzlerce kez dünyaya geldiğine inanan özgür ruhlu bir kadın da vardır. Derken uçak düşer. Tüm yolcu ve mürettebat arkasında trajik hikâyeler bırakarak hayatını kaybeder. Bir kişi hariç: Küçük Eddie.
Onun hikâyesi herkesin dikkatini çekerken Eddie, ailesinin olmadığı bir dünyada kendisine bir yer bulmakta zorlanır. Gökyüzünde bir parçasının kaldığını, sonsuza dek o uçağa ve içindeki tüm hayatlara bağlı olacağını hissetmeye devam eder. Ta ki onu hayatın en derin sorularından bazılarının cevaplarına götürecek o yolculuğa çıkana kadar.
Ann Napolitano’nun güçlü kaleminden geçmişi ve bugünü harmanlayan kurgusuyla heyecan, hüzün ve umudu aynı potada buluşturan olağanüstü çarpıcılıkta, duyarlı ve sürükleyici bir roman.
“Gerilim, keder ve hayatta kalma konusunda elinizden bırakamayacağınız usta işi bir çalışma.”
The New York Times`tan Angie Kim
"Hikâyenin özünde trajedi olsa da, paylaşımcılık, insanlık, yeni başlangıçlar ve en zorlu deneyimlerde bile umudunu kaybetmemek hakkında bir kitap.”
Today`den Stephanie Larratt