Yıllarca Millî Eğitim Bakanlığı`nda öğretmenlik, gezici başöğretmenlik görevinde bulunan Ramiz Arda(1909-13 Aralık 1983 ) tarihleri arasında yaşadı. Kosova`ya bağlı Akova kasabasında doğdu. Babası Delibaş İsyanında şehit edilen Nurettin Çavuş`tur. Bulunduğu her yerde Halkevi çalışmalarına katılmış, Gökbörü, Tanrıdağ gibi dergilerde şiirleri yayımlanmıştır. 1947 yılında Ülkü Halkevleri Mecmuası`nın açtığı hikâye yarışmasında "Köyün Âdeti" hikâyesiyle üçüncülük ödülünü kazanmıştır. Yeni Konya gazetesinde "Fantezi" başlığı altındaki fıkraları ve zaman zaman yayımladığı tefrika yazılarıyla dikkati çekmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey piyesiyle tanınan yazarın Sevda Sultan adlı romanı az bilinen bir eseridir.
Sevda Sultan`ın, tarihî romanlarımız içinde kendine özgü bir yeri vardır. Zira Anadolu Selçuklu tarihinin önemli bir dönemine ışık tutmaktadır. Moğolların karşısında direnen Anadolu Selçuklularının mücadelesini anlatan bu romanın kahramanı Sevda Sultan, ünlü Selçuklu veziri Pervane Muinüddin Süleyman Bey`in kızıdır. Büyük Selçukluların veziri Deylemli Ali`nin torunudur. Hepsinden önemlisi, Selçuklu Sarayı`ndan gelmedir. Annesi Gürcü Hatun, Sultan II. Alâaddin`in kız kardeşidir. Selçuklu kadınların arasında yaptıklarıyla efsaneleşmiş bir genç kızdır. Selçuklu erkeklerinin de kendisinden hayranlıkla bahsettiği Sevda Sultan, memleketinin Moğol istilâsından kurtulması, Anadolu`da Selçuklu varlığının yeniden güçlenmesi için varını yoğunu seferber etmiş, ömrünün baharını bu kutsal davaya adamıştır.
Yazar romanında; sadece, Moğollara karşı mücadelesiyle kısa sürede kendisini sevdiren ve "Peçeli" diye şöhret kazanan Sevda Sultan`ı anlatmakla kalmamış, döneminin pek çok tarihî ve sosyolojik gerçeğine de yer vermiştir. Türk töresini iyi bilen, aile bağları güçlü, son derece iyi yetişmiş bir genç kızın başından geçenleri hikâye ederken, Anadolu beyliklerinin bu amansız mücadeledeki rollerini vurgulamış, Karamanoğlu Mehmet Bey`in etrafında birleşmek için aldıkları önemli kararları ve bu yolda atılan tarihî adımları da gözler önüne sermiştir.
Anadolu Selçuklularının var olması ve Moğollardan kurtulmaları için olağanüstü bir mücadelesi uğrunda geçirmiştir. Sarayların göz alıcı ve görkemli yaşayışını bırakmış, kaderini Anadolu`nun tozlu yollarıyla, ıssız ovalarına, kurtlu kuşlu ormanlarına atmış, bu kutlu davanın öncülüğünü yapmaya çalışmıştır.