O bir Öğretmen idi; öğretiyordu…
O bir sevgi ve muhabbet eriydi; seviyor, seviliyor ve sevdiriyordu.
İnsann özü sevgi ve muhabbet üzerine kurulmutur. Sevgi ve muhabbet içinde olanlar, sevgi ve muhabbet gülleri yetitirirlerdi. Her taraf sivri dikenler istilâ etse de, o dikenlerin özünde ya da içinde mutlaka güller filiz verecektir. Yeter ki güzelim güle, gülümsemesi için uygun bir ortam hazrlansn.
Onun yapmaya çalt da buydu ite; gülistan oluturmak…
Abdülkerim Öretmen’in gözünde ve gönlünde her örenci bir tomurcuktu, bir güldü; okul da gülistan, yani gül bahçesi…
Ona göre her fert gül aday iken, her toplum da gülistan aday idi. Bütün mesele onlarn içlerindeki insanlk özünü, asln ve güzelliin merkezini bulmak ve bütün güzellii ile onlar ortaya çkarmakt.
Bu da sevgisiz olmazdı. Sevgi de yetmez, sevda çalayan olmak lazmd!
Kumru, böyle bir güzelliin eiindeydi ite…