Çocukluktan gençliğe adım atan Selim, hayatı tanıma yolculuğunun bu ilk adımında toplumun sınırlarına çarpacaktır. Her şey onun için önceden belirlenmiştir. Büyümenin, birey olmanın toplumsal kalıplarına uymaya çağrılır; ilk olarak ailesi tarafından.
Okul duvarlarının eğitim hapishanesini koruyup kolladığını görecek, cinselliğin toplumsal cenderenin dikenli telleri olduğunu deneyimleyecektir.
Liseden, üniversiteye geçişte sadece üniformalar ve gardiyanlar değişecek, ilk günahı ve teslimiyeti yaşayacaktır sevdiğinin elinden.
Reddedişler bir kaçışa sürükleyecektir onu, kaçışın kurtuluşa açılan kapı olacağını umut ederken kapanan kapılar olacaktır yüzüne…
Üzerine biçileni reddedip kendine ait bir kimlik edinme çabası toplum tarafından derhal aynı şekilde yaftalanacaktır: Serseri!
Peki, kimdir serseri, nedir? Ne yer, ne içer? Nasıl yaşar?
Boş gezen midir yoksa bir gezgin midir yaşamın ince patikalarında?
Macera tutkusu veya esrarengiz olana hayranlık mıdır serserinin imgesi?
Selim kendisine dayatılan anayoldan çıkışı dumanlı bir atmosferin bulandığı caz, estetik, felsefede arayacak, satranç masasında dünyalar bulup savaşacaktır.
Sonunda tüm taşları devireceklerdir yine de.
Ama değişimi ilk keşfedendir Serseri! Ve ilk paylaşan olacaktır…