Bu romanda XIX. yüzyılda bütün dünyada güncel bir tema haline gelen esaret konusu işlenmiştir. Eserde daha çok romantik bakışla toplumdaki sosyal bir yara gündeme getirilir. Amacı esaret kurumunun insanlık dışı yönü üzerinde okuyucuyu düşündürmektir. Romanda yazar olaylara, konaklarında bir arada yetiştiği câriyeler dolayısıyla hayatını ve ıstıraplarını çok yakından bildiği güçsüz kahramanı Dilber’in gözüyle bakar. Bu suretle ezen-ezilen, kuvvetli-zayıf tezadını çarpıcı şekilde dile getirdiği gibi Dilber’in başından geçen olaylar vasıtasıyla toplumun merhamet duygularını harekete geçirmek ister.