Klasikler, ölümsüz olmadıkları için değil sürekli okundukları için de değerlidirler. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve acemilikler taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafından ağır aksak da olsa okunan, sevilen ve hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya aday.
Aşk, dil, kurgu bütün saflığıyla göz kırpıyor. Yeniden...
Klasikler içinde Sergüzeşt pek çok açıdan özel hir yerde duruyor. Duygusal yoğunluğuyla Servet-i Fünun romanının doğuşuna uygun bir atmosfer yarattığı gibi, sunduğu trajik hikâyeyle acıma duygusu uyandırarak okuru, önemli toplumsal meseleler üzerine düşünmeye, ezen-ezilen ayrımını oluşturan koşulları irdelemeye ve geçmişteki “yanlış” uygulamalarla hesaplaşmaya davet ediyor.