Küçük bir çocukken Kafkasya’dan kaçırılan ve İstanbul’da zengin
konaklara satılarak oradan oraya savrulan; hayatı aşk, hüzün ve
ıstırapla yoğrulmuş Dilber’in hikâyesinin konu edildiği roman aynı
zamanda sınıflı toplum yapısının çarpıklığını ve yarattığı hiyerarşiyi
de yansıtıyor.
Günümüz okuyucusunun daha kolay anlayabilmesi için tam
metinden sadeleştirilen bu basımda yer alan dipnotlar, okurun
yazarın dünyasını kavrayabilmesine yardımcı olurken, dönemi
mekânları, olayları ve kişileriyle bir bütün olarak gösteriyor.
Sergüzeşt, dönem edebiyatının başat temalarından biri olan esirliği
anlatan en başarılı metinlerden biri...
“Sergüzeşt... işte bu eser ki bizde edebî hikâyenüvisliğin ilk
numunesidir.”