Enver Paşa...
Ulu Hakan’ı deviren Makedonyalı bir eşkıya mıydı, yoksa Hürriyet kahramanı mı?
İmparatorluğu savaşa sokarak parçalanmasına neden olan başarısız bir kumandan mıydı, yoksa zaten parçalanmakta olan Osmanlı topraklarını emperyalist devletlere dört sene boyunca zehir eden inançlı bir asker mi? Alman hayranı mıydı, yoksa Osmanlı’nın çıkarları için en yüksek kademedeki Alman generallerinin karşısında yumruğunu masaya vurarak son nefesine kadar sadece Osmanlı için yaşayan bir dava adamı mı? Enver Paşa, kendisi hakkında çirkin suçlamalar ve yakıştırmalar yazmayı vazife bilmiş bir kuşağın yetişmesinden bu
yana, meraklı araştırmacılar için adeta büyük bir muamma olagelmiştir. Ve o Enver Paşa ki; Gerek yakın tarihimizdeki şerefli mevki üzerine bir kalem çekilerek en fazla haksızlığa uğramış olan Osmanlı subayı olması, gerekse herkesin *Artık bitti* dediği anda dahi *Yeni baştan* deme iradesini gösteren kararlı bir mizacın ve trajik bir yaşamöyküsünün kahramanı olması nedeniyle, muhakkak layık-ı veçhile tahlil edilmesi gereken çok önemli bir tarihi figürdür.