Mesut Ethem Kavalli`nin 2021 yılında yayınlanan “Eksik Kalmış Hikâyeler” kitabının devamı niteliğindeki bu çalışması, soykırımın canlı tanıkları olan Ermeni, Süryani ve Pontoslu ailelerin yaşam hikâyelerini okuyucularına sunuyor. Diyarbakır, Harput, Malatya ve Sivas-Zara gibi bölgelerde yaşayan ve soykırımdan sağ kurtulabilmiş insanların çocuklarına veya torunlarına aktardıkları hikâyelerle dolu bu kitap, tarihin unutulmaması gereken bir parçasını kayıt altına alıyor.
Yazar, okuyucunun geçmişle olan bağını güçlendirmek ve tarihsel tanıklıkların kaybolmasını önlemek amacıyla müdahalesiz bir anlatımı tercih etmiş. Kronolojik sıralama, başlıklama ve köşeli parantez içindeki açıklamalar ile desteklenen bu hikâyeler, hatırlama kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlamayı hedefliyor.
İçerik:
"Kanlı Gözyaşım"
Annesi Ermeni, babası Süryani olan Sami Bey, annesi Oğide Hanım`ın yaşadıklarını anlatmak amacıyla yola çıkar. Oğide Hanım, 1915 soykırımının Diyarbakır`daki uygulamalarının canlı şahididir ve bu korkunç olayları oğlu Sami`ye defalarca anlatmıştır. O ise annesinin bu tanıklıklarının kaybolup gitmemesi için büyük bir çaba gösterir. Sami Bey, "annem bana ailemizin 1915`te yaşadıklarını, verilen kayıpları, sürgün kafilelerinden ve ölümlerden nasıl kurtulduğunu anlattı. Annem artık yaşamıyor. Benim yaşım da hayli ilerledi. Ben ölürsem, annemin tanıklığı da kaybolup gidecek. Bu yüzden annemin yaşadıklarının kayıt altına alınmasını isiyorum" der ve yazara anlatır bildiklerini.
"Hüsamettin’den Asadur’a… Kimliğimi İstiyorum!"
1915`te ailesini kaybeden ve sürgün kafileleri ile Malatya`ya getirilen Aznif Hanım`ın torunu Hüsamettin Kurultay’ın yaşam öyküsü, Müslümanlaştırılmış Ermenilerin yaşamlarına ışık tutan çarpıcı bir hikâye. Aznif Hanım, Malatya’da yaşlı bir adam tarafından evlat edinilerek Müslümanlaştırılmış ve ailesiyle olan bağları kopartılmıştır. Hüsamettin, imanlı bir Müslüman olarak büyütülür ve onun Ermeni kimliği yıllarca bir sır olarak saklanır. Bir tesadüf sonucu Ermeni olduğunu öğrenen Hüsamettin, bu sırrı kendisi de uzun yıllar saklar. Ancak basında onunla ilgili ırkçı haberler çıkar. Bunun üzerine bir karar alır ve Ermeni kimliğine dönerek büyük dedesi Asadur Efendi’nin ismini alır.
"Ben Antigone’nin Tarafındayım, Kreon’un Değil!"
Yazar`ın Frankfurt’ta tarih profesörü Kostantinos Fotiadis gerçekleşen tanışması, yıllar içinde yakın bir dostluğa dönüșür. Ikisi de Sivas`lıdır fakat bir farkla; Fotiadis, nenelerinin ve dedelerinin sürgün edildiği Zara`nın Göktepe köyünü ancak bir kez görebilmiștir. Kendisi Pontos Soykırımı üzerine onlarca bilimsel kitabın yazarıdır. Kavalli`nin onun ailesinin hayat hikâyesini öĝrenme isteğini tereddüt etmeden kabul etmiştir.
Kayıp Halkanın İzinde
Yazar, "Hüsamettin’den Asadur’a… Kimliğimi İstiyorum!" bölümünde hayat hikâyesi anlatılan Asadur Bey’in ailesinin kayıp halkalarını arama serüvenine çıkmıştır. Bu arayış, Asadur Bey’in hikâyesinin eksik kalan yanının tamamlanması için kritik bir öneme sahiptir yazar için. Bu Arayış sürecinde yaşananlar, Asadur Bey’in akrabalarının kayıp halkalarını bulma serüvenini gözler önüne seriyor. Bu bölüm, kimlik ve köken arayışının ne kadar karmaşık ve zorlu olabileceğini gösteriyor.