İstemeden, gönülsüz, bize dayatılan her şey özümüze aykırı olduğu için bünyemiz, kişiliğimiz onları yabancı madde gibi algılıyor ve bizi zehirleyebiliyor. Alışkanlıklar olsun, tutkular, inançlar idealler, davranışlar olsun bu değişmiyor ve birbiriyle çok benzeşiyor. Kendine yabancılaşma dediğimiz olgu denetleyemediğimiz ,bizi yönlendiren güçlerin, otoritelerin kendi özümüze uygun düşmeyen ,zorla benimsediğimiz, içe aldığımız şeylerden oluşmaktadır. Eğer bize rağmen dayatılan şeyleri çözümleyebilir ,özümlersek ,onları çözdükçe içimize alır, kendimize doğru genişleyebiliriz. İşte o zaman büyürüz. Sindirdiğimiz her şey bizim bir parçamız olur.