...zaman öyle muazzam bir olgu ki; insanı, ne olduğunu anlamadan kendi çemberinde büyütüveriyor. Kendi kendine annelik eden, yüreğini kendi yüreğinin şefkatine sararak büyüten çocuklar gün geliyor birer ana-baba oluveriyor. Bazen doğurduğuna, bazen bir evlada, bazen kurda kuşa, bazen de hayatın içinde kendisine.
Bu kitabı sana kendi anneliğimin sesiyle yazıyorum. Evladıma duyduğum en derin sevginin sesiyle.
Büyüyüp anne olduğumda hissettiğim tüm o sevinç, aşk, sevgi, korku, panik karmaşası, o heyecan ve endişe dolu duy¬gular zamanla dinginleşip yerini salt sevgiye bıraktığında anla¬dım.
Anladım ki; bir anne tarafından büyütülmek harika bir şeymiş.
Anladım ki; içimde eksik hisseden o küçük kıza da şimdi oğ¬lumla birlikte annelik etmem gerekirmiş.
Bu kitap doğurulmuş her bir kız ve erkek evlat için yazılmıştır. İsterim ki ön yargını kenara bırakarak oku. Oku ki; kadın, erkek demeden karşında, yanında yörende kim varsa onun da bir evlat olduğunu hep hatırlayıp, bilesin.
Sen sevgili çocuk, kendi büyümene hoş geldin.