Kendini bildiğin günden bugüne değin koşturup duruyorsun; daldan dala, bilgiden bilgiye, eğitimden eğitime, kitaptan kitaba, dinden dine, inançtan inanca koşturup duruyorsun.
Öyle öğrettiler; nerede ne varsa al ve sentezleyerek ortaya güzellikler çıkar dediler; hatta arı misali diyerek bu savlarını güçlendirdiler. Gördün ki ne kadar çok bilgiden bilgiye koşturursan koştur, ilk başladığın noktadan daha da geriye düşmek dışında elde ettiğin bir başarı yok; buna da başarı denirse! Olmayacak; bu koşturmayı bir değil on ömür de sürdürsen olmayacak, çünkü sen arı değilsin!
Bu kitapta açıkça, bilgiden bilgiye koşmanın değil bizzat kendinde var olanın farkına vararak, onu etkin bir şekilde kullanmanın yöntemlerini fark edeceksin. Fark ettirme meselesi benim sorumluluğumdadır; fark etmek ise senin. Bu harika görev paylaşımını yaparsak sonunda dileği kalmayan, ne varsa en güzelini yaşayan bir insana evrilebilirsin.
İnsanlar, ölümlü olan her varlığa karşı sınırsız bir sevgi duyarlar ancak sınırsız sevgi duyulacak tek gerçeğin Mutlak Bilgi’leri, yani ötelerden gelen ve yine ötelere gidecek potansiyeli olan öz’leri olduğunu ihmal ederler. Bu kitapla birlikte hazırlıklarını tamamlamış ve gerçek sevgiye erişmiş olacaksın. Bağlı olmakla bağımlı olmayı ayırt edebilecek ve bunu bir yaşam ilkesine dönüştüreceksin.
Yolculuk boyunca birlikte olacağız ve seni evine götüreceğim. Bunca zaman evim zannettiğin yerlerde, bir sığıntı gibi yaşamaya çalışma hâline son vereceğiz.
Bu kitaptaki belirlenen düzeni aşmaya çalışmadan direnç göster ve oku. Sonunda buluşacağız. Hem zihinsel buluşmalardan hem de yüz yüze görüşüp konuşmaktan söz ediyorum ve ciddiyim; buluşacağız!