Bu sözleri duyan Şafak`ın masmavi bakışları ta uzaktan kanatlanıp Seher`in ışıldayan gözlerine kondu. Kirpikleri ince dallarına konan bu bakıştan sonra Seher sanki daha da güzelleşti.
Zeytin dalının barış kokan yeşiline kahvrengi toprağın bereketli karışıvermişti Seher`in ela gözlerinde. Her şey vardı o gözlerde her şey: Ağlarda çıpınan heyecanlı balığın pulları mavi gökte takla atan beyaz güvercinin patlayan kanatları, paslı kafesini parçalayan alaca şahinin pençeleri.. Güneşin sıcaklığı mehtabın halesi, yıldızın ışıltısı... Sevgi, huzur, güven.. Harbiyede fışkıran berrak şelaleler Süvediye`de akşama doğru yorulup uysallaştıran köpüklü dalgalar Döverde Asi`nin tam üstesinde salınan asma köprü ... Her renk, her güzellik her yer vardı o gözlerde! Bir de bir tebessüm vardı aynı gözlerde.
Umudu ve gücü aşılayan bir tılsım!
Art arda iki korna ortalığı inletirken ağanın gür sesi duyuldu: "Haydi bre kızım, eve gidiyoruz!"