“Artık yaşamak için herhangi bir neden kalmadığında yeniden yaşamayı öğrenmek. Artık bir gelecek kalmadığında ertesi günden söz etmek. Artık gündüz kalmadığında güneşin doğuşunu görmek.”
Beyaz adam Coliba Nehri’nin kıyılarına geldiğinde, herkes bir uğursuzluğun bacadan içeri sızdığına kesin gözüyle bakıyordu. Din savaşlarıyla birlikte Segu’nun yüksek toprak surlarının ihtişamına gölge düşmüştü. Soylu Traoré ailesi hiç beklemediği bir anda kendini bu kargaşanın içinde buluverdi. Artık dökülen kanlar, verilen kurbanlar da kaderi değiştirmeye muktedir değildi. Önemli olan tek şey yaşamı sürdürebilmekti. Hıristiyan misyonerlerin vaatlerine dayanarak, İslam bilginlerinin sağladığı toplumsal güvenliğe sığınarak ya da putperestlerin mistik ruhlarından yardım bekleyerek de olsa…
2018 Alternatif Nobel Ödülü sahibi Maryse Condé, LiBeraturpreis Edebiyat Ödülü’nü alan ve geniş yankı uyandıran Segu - Toprak Surlar’da Segu’da köklenip dalları başka diyarlara uzanan Traoré ailesinin görkemli hikâyesi eşliğinde kölecilik, ırkçılık, dinlerin çağrısı ve savaşlar arasında parçalanan bir halkın gerçek tarihini çarpıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor.
“Siyahi Afrika’yla ilgili uzun yıllardır yayımlanan en önemli roman.” The New York Times