Tükendi
Stok Alarmı*... ben damdan düşer gibi bir mimar olmadım, Türkiye’ye gelmeden önce mimarlık alanında birikimlerim vardı. Bu birikimim hem geleneksel hem de modern mimari üzerineydi. Bundan dolayı *modern mimari* dendiği zaman akla gelen Le Corbusier ve diğer üstadların yaptığı veyahut da yapımına başlamış oldukları binalar hakkında çok bilgim vardı. Bunların hepsini etüd etmiştim. Anadolu’yu gezdiğim zaman –bilhassa Orta Anadolu mimarisinde– çatısı görünmeyen binalarla karşılaşmıştım. Bu mimarinin modern, betonarme karkas mimarisi ile yakınlıklarını gördüm. Bunların ne şekilde yapılması gerektiğini araştırdım...* diyor mimarlık serüvenini anlatırken Sedad Eldem, kitapta yer alan söyleşilerinin bir yerinde.
Yarım yüzyıla yakın bir mimarlık eylemine damgasını vurmuş, etkin bir eğitmen, yoğun bir araştırmacı olan Sedad Eldem; tasarımcılığı ve mimari görüşlerinin yanı sıra eserleriyle de adını Türk mimari sayfalarına iri harflerle yazdırmış ama kendisini hiçbir zaman *sanatçı* olarak ifade etmemiştir. Nitekim bu düşüncesini kitapta : * Sanatkar, niçin kusursuz, illa ki doğru yoldan yürümüş olsun?.. Bu yolda yürürken arada başka şeyler de aramıştır. Ben kendimi *sanatkâr* filan diye düşünmüyorum. Ama diyorum ki bazı antagonizmler (hasımlık) var. Siz de soruyorsunuz: *Niçin böyle, niçin böyle değil* gibi... Ben de doğrusunu söyleyeyim; pek hakiki cevaplar veremiyorum, yani ikna edici şeyler diyemiyorum...* diye açıklıyor.
Kitabı; Süha Özkan ile Engin Yenal’ın birlikte Sedad Eldem’le 2 Aralık1985 yılından, 28 Mayıs 1986 yılına kadar süren toplam 24 saatlik söyleşilerin *üçüncü derlemesi* olarak nitelendirebiliriz.
İlk baskısı Concept Media Yayınevi tarafından 1987 yılında İngilizce olarak gerçekleştirilen*Sedad Eldem Architect, Turkey* adlı kitabın ardından, 2005 yılında ilk kez Literatür Yayıncılık tarafından tıpkı basım olarak *Sedad Eldem* adıyla tam 18 yıl sonra Türkçe’ye kazandırılmıştır. Eldem’in sözcük seçimlerine dokunmadan, konuların akıcılığı gözönünde tutularak doğal bir seyir içerisinde Özkan ve Yenal tarafından oluşturulan bu derleme; bir kez daha Eldem’e olan saygı ve gönül borcunun ödenmesidir aslında.
Kitapta *Anısal İzlenimler* başlığı altında Doğan Tekeli, Orhan Özgüner ve Turgut Cansever gibi ünlü mimarların kaleminden Sedad Eldem’i yeniden okurken, son sözü hayranı ve sevgili öğrencisi Aygen Törüner söylüyor. Yenal ve Özkan’ın özenle derlediği bu kitapla, *modern bir Türk Mimarlık Dili oluşturmaya adanan bir ömür* ü birlikte yeniden okuyoruz, içten, yalın, akıcı ve özenli bir çalışmayla...