Samuel Beckett (1906-1989) Geçtiğimiz yüzyılın büyük edebiyat belleği en parlak, en karmaşık, en verimli sayfalarından bazılarını Beckett’e ayırdı. Önemli bölümü Türkçeye aktarılmış olan Beckett kütüphanesinin görünmeyen rafını, onun bir “kazı alanı”na benzeyen şiir dünyası oluşturur. Şair Beckett, yeryüzü tabakalarının arasında kendi öznel şiirinin “kazı”sını yapmış, bulduğu “eksik” malzemeyi kemikleri, çökeltileri, mırıltıları, ıslıkları daha da eksilterek değerlendirmiş, yorumlamış ve okura sunmuştur.
Bulunup var edilmesi kadar titizlik ve sabır gerektiren bu rafın görünür kılınması önemlidir. Zira Beckett okuru bu kitapta, yazarın “sürekli fakirleşmek, bilgisizleşmek, bir şeyler eklemek yerine, sürekli azaltmak” olan yazınsal tutumunun nedenini somut olarak görebilecektir: Şiir: Sessizliğe ve kaybetmeye içkin bu tutum daima şiirin tutumu olmuştur.